Böyle bir müzenin açıldığından haberim yoktu. Harita üzerinde İstanbul'un Anadolu yakası üzerinde gezinirken fark ettim Hababam Sınıfı Müzesi'ni. Heyecanlandım elbette..
Rıfat Ilgaz'ın ölümsüz eserini kim sevmez ki?..
Rıfat Ilgaz 1957 yılında eğitim sistemimizi eleştiren öyküler yazdı ve bu öyküleri bir dergide dizi olarak yayınlamaya başladı. Ardından kitaplaştırdı. 1966 yılında Ulvi Uraz Tiyatrosu, Hababam Sınıfı'nın maceralarını sahneye taşıdı. Ve sonunda Ertem Eğilmez, çoğumuzun çok sevdiği filmi 1975 yılında çekti. Film o kadar çok ilgi gördü ki, 1976, 1977 ve 1978 yıllarında da devam filmlerini çekti. Hatta günümüzde bile hala, Hababam Sınıfı adıyla filmler çekilmeye devam ediyor.
Film, Üsküdar'da bulunan Valide Bağ Korusu içinde yer alan Adile Sultan Kasrı'nda çekilmiş.
1853 yılında Sultan Abdülaziz, kardeşi Adile Sultan için yaptırmış bu kasrı. Ancak ne Valide Bağ Korusu, ne de Adile Sultan Kasrı bu yazımızın konusu.
Bir pazar günü burayı ziyaret ettiğimiz için hem bahçesindeki çay bahçeleri kalabalıktı, hem de kasrın güzelliğinden yararlanmaya gelmiş gelin ve damatlar hemen her köşeyi doldurmuş, fotoğraf çektirme yarışındaydılar. Biz de onların arasında neredeyse sıramızı bekleyerek fotoğraflar çekebildik.
Kasrın sadece bir odası müze olarak ziyaretçilere açılmış. Buraya bir müze demek ne kadar doğru, ondan emin değilim. Sınıfta oyunculardan bir kaçının balmumu heykeli, diğer oyuncuların ise sıralarda fotoğrafları var. Duvarlarda filmden fotoğraflar ve biraz da bilgilendirme yazısı var.
Ziyarete gelenlerin tek derdi sınıfa girip balmumu heykellerle fotoğraf çekinmekten ibaret gibi görünüyordu.
Her bir oyuncusunu çok sevdiğimiz, maceralarına çok güldüğümüz ve günümüzde bile hala sıkılmadan ve hala kahkahalarla gülebildiğimiz bir filmin müzesi bu şekilde mi olmalıydı?
Hiç müze gezmemiş olsak, güzelmiş diyebilirdik belki. Ancak bizim için büyük bir hayal kırıklığı oldu ne yazık ki!
