Sabah saatlerinde Selanik'e ulaştığımızda ilk duraklarımızdan biri Mustafa Kemal Atatürk'ün doğduğu evdi.
Ayios Dimitrias ile Apostolos Pavlos sokaklarının kesiştiği köşedeki ev "Pembe Ev" olarak anılıyor. Ancak günümüzde pembe değil.. Ana yol olan Ayios Dimitrios o zamanlar Yeni Kapı olarak anılıyormuş. Osmanlı İdaresi döneminde burası Selanik'in en büyük müslüman mahallesi olan Ahmet Subaşı mahallesiymiş.
İlkokuldan beri tarih kitaplarında gördüğümüz ev karşımızdaydı.
19.yüzyılın ikinci yarısının 3 katlı Türk evlerinin tipik bir örneği bu ev.
1870 yılında Rodoslu mimar Hacı Mehmet tarafından inşa edilmiş. Mustafa doğduğunda bu evde kiracıymışlar. 1908 yılında Mustafa Kemal evi kendi parasıyla satın almış.
Lozan antlaşmasıyla evin mülkiyeti Yunan devletine geçince, 1934 yılında binanın ön cephesine Gazi Mustafa Kemal'in bu evde doğduğunu belirten Türkçe, Yunanca ve Fransızca yazılı bir mermer yerleştirilmiş.
Bu mermer günümüzde hala yerindedir.
Metaxas hükümetinin önerisiyle, evi Selanik Belediyesi satın almış ve Mustafa Kemal'e hediye etmiş. Mustafa Kemal bu hediyeyi memnuniyetle kabul etmiş. Selanikli mimar Malakis, evi restore etmek istemişse de, bu görev iki Türk mimara verilmiş.
Binanın giriş katında açılmış olan dükkanlar kapatılmış ve bina özgün görünümüne kavuşturulmuş. Metaxas hükümetinin amacı, evin restorasyonunu tamamlayarak açılışa Mustafa Kemal'i de davet etmekmiş, ancak Mustafa Kemal'in 1938 yılında vefat etmesi, 2.Dünya Savaşı'nın başlaması ve ekonomik yetersizlikler nedeniyle restorasyonun tamamlanması gecikmiş.
Müze, 10 Kasım 1953'te müze olarak halka açılabilmiş.
Biz de bugün heyecanla müzenin kapısından içeri girdik.
Üç katlı evin iki katındaki odalar Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşamında yeri olan dört kentle ilişkilendirilmiş; Selanik, Manastır, İstanbul ve Ankara.. Duvarlarda bilgilendirmeler, belgeler ve video gösterimleri..
Evin mutfağı.. Genç Mustafa Kemal'in masada oturur bir balmumu heykeli..
Bir diğer oda da annesi Zübeyde Hanım'ın balmumu heykeli..
Müze yakın tarihte elden geçirilmiş. Önceki hali bu fotoğraftaki maket gibiymiş. Bu halinde kullanılan eşyalar, Mustafa Kemal'in yaşadığı dönemdeki eşyaların örnekleriymiş. Müze yeni bir anlayışla yeniden düzenlenince, önceki halini bu maketle sergilemişler.
Bunlar Türkiye'den getirilen kişisel eşyaları.. Burada yaşadığı dönemde, kullandıkları eşyaların günümüze kalmamış olmasına şaşırmamak gerek. Özellikle o dönemde savaşların neredeyse hiç bitmediğini düşünürsek..
Atatürk'ün dünyaya gözlerini açtığı oda.
"Ne zaman iki kuruşum olsa, biriyle kitap alırdım" diyen birinin evinde elbette ki kütüphane de olacaktır.
Çocuklar için de bir oda düşünülmüş.
Evin bahçesindeki bu nar ağacı dikkatimizi çekti. Yanına yaklaşınca yanındaki bilgilendirme yazısında ne kadar özel bir ağaç olduğunu anladık.
Ali Rıza Efendi'nin oğlu Mustafa için ektiği ağaç.. Her doğan bebek için ağaç ekmek ne güzel bir adetmiş!..
Günümüzde çoğumuz apartman dairelerinde yaşadığımız için evimizin bahçesi yok. Yine de bir yer bulup bir ağaç dikmek ve yaşatmak gerek.
Bizim sahiplendiğimiz, her fırsatta suladığımız bir ağaçcığımız var, onunla yetiniyoruz şimdilik.
Heyecanla müzeyi gezdikten sonra sokağın karşısında "İzmirli'nin Yeri" adlı kafede çay ve Türk kahvesi içtik. Üstelik siparişlerimizi Türkçe verdik.
Hediyelik eşyacı da ilgimizi çekmedi değil.
Sabah saatlerinde neredeyse Selanik'e varır varmaz Atatürk'ün doğduğu evi ziyaret edip, Türkçe adlı bir kafede Türkçe sipariş verip çayımızı da ince belli bardaktan içince.. ülke değiştirdiğimizi henüz tam olarak anlayamadık.
Tarih kitaplarında görmeye alıştığımız Atatürk'ün doğduğu evin fotoğrafını bir de biz çektik.
Kızım büyüdüğünde ders kitabında "Atatürk 1881 yılında Selanik'te doğdu" cümlesinin yanında evin fotoğrafını görünce "Ben o eve gittim" diyecek.
Yunanlılar'ın Atatürk'ü sevdiklerini pek sanmıyorum. Ama;
"Bir ulusun bağımsızlık simgesi olan bayrak çiğnenmez. Ben Yunan kralının yanlışını tekrar edemem."
dediği için ona saygı duyduklarına eminim.
Selanik'te gezecek daha çok yer var.. Hadi Selanik'i gezelim.