Type Here to Get Search Results !

Bled Gölü'ndeki Dağ Perileri



Bled Gölü dağların arasında ormanların yeşiline boğulmuş bir manzara sunuyor. Bu manzaraya pek de uymayan bir kaya parçası dikkat çekici. 130 metre yüksekliği olan kaya, eski çağlarda yaşayanlar için tam da üzerine bir kale yapıp güvenle yaşanacak bir yerde. "Buraya kale yaparsanız size muhteşem bir manzara sunarım" dercesine.


Dağ Perileri

Çok eski zamanlarda burası göl değilmiş. Yemyeşil bir vadiymiş. Gündüzleri çobanlar bu vadide koyunlarını otlarmış. Geceleri ise dağ perileri vadinin çimleri üzerinde dans ederlermiş. Ancak koyunların otladığı yerlerde çimler istedikleri gibi yumuşak olmazmış. Bunun üzerine periler, çobanlardan bir çit çekmelerini istemiş. Koyunlar çitin ötesinde otlamaya devam etsinler, dans ettikleri alandaki çimler de yumuşak kalsın istemişler. Çobanlar bu isteği ciddiye almamışlar; ne çit çekmişler, ne de perilere bir alan bırakmışlar. Günün birinde perilerden biri dans ederken bacağı kırılınca, periler çok kızmış. Dağlarda akan dereleri ikna edip vadiyi suyla doldurmuşlar. Kendileri için de dans edebilecekleri bir alan ayırmışlar. Gölün içinde koyunların gelip çimlerini bozamayacağı bir ada.  Yıldızlı gecelerde periler burada dans etmeye devam ediyorlarmış.


Elbette gölün oluşmasının gerçek öyküsü bu değil. Göl, dağlar ve ormanlarla çevrili buzul bir göl. Bilim insanlarına göre uzun zaman önce bölgede bulunan buzulun erimesiyle bölge günümüzdeki halini almış. Gölün tektonik yapısı hem gölü şekillendirmiş, hem de sıcaklığı 20 derecenin altına inmeyen kaplıcaların oluşumunu sağlamış. 




Pletna adı verilen teknelerle dağ perilerinin yıldızlı gecelerde dans ettiği adaya doğru ilerliyoruz. Güçlü bir arkadaş asılıyor küreklere, adaya gidiyoruz. Kulak kabartıyorum, gölün dibindeki çan sesini duyar mıyım diye. Biraz daha suya eğiyorum başımı. 


Batık Çan Efsanesi

1500'lü yıllarda Bled Kalesi'nin yöneticisi olan Hartman Kreigh, pek de sevilmeyen biriymiş. Köylüler onun acımasız baskısından bunalmışlar. Ve bir gün olanlar olmuş; Hartman Kreigh ortadan kaybolmuş. Soyguncular mı dersiniz, yoksa ondan bıkıp usanan köylüler miydi bu işin sorumlusu bilinmez. Bir daha onu gören olmamış. Anlaşılan kim vurduya gitmiş Kreigh.

Evine dönemeyen Kreigh için belki de sadece karısı Poliksena üzülmüş, yas tutmuş. Sevgili kocasının anısını yaşatabilmek için sandığındaki altın ve gümüşlerden bir çan yaptırmış, Bled Gölü'nün ortasındaki adacıkta yer alan kilise için. Böylece çan her çaldığında kocasını anacak, onun anısını yaşatacaktı. Kayıkçılar çanı adacığa taşırken bir fırtına kopmuş, kocaman dalgalar kayığı devirmiş ve değerli yükünü batırmış.

Kocasından sonra onun hatırası için yaptırdığı çanı da kaybeden Poliksena, bu acılara dayanamamış, Roma'da bir manastıra yerleşmiş. Zaman sonra Papa onun acıklı hikayesini duyunca üzülmüş ve yeni bir çan yaptırıp Bled Gölü'ndeki adacığa göndermiş.



Rivayet edilir ki, gölün derinliklerinden Poliksena'nın yaptırdığı çanın sesi günümüzde hala duyulurmuş.


Nerelisiniz diye soruyor kürekleri çeken arkadaş. Türkiye diyoruz. "Sen buralı mısın?" diye soruyorum, evet diyor. "Peki gölün dibindeki çanın sesini duydun mu?" Kahkahayı basıyor. "Hayır, ben sadece kilisedeki çanın sesini duyuyorum."

Yaklaşık 20 dakika sonra adaya çıkıyoruz. 

Adada 99 basamaktan oluşan bu merdiven var. Buraya önemli bir not düşmeliyim. Olur ya, Slovenya'dan bir kadın ile evlenmek istersiniz ve gelin hanım da bu kilisede nikahının kıyılmasını ister, işte o zaman gelin hanımı bu basamaklarda kucağınızda taşımak zorundasınız. Bu bir gelenek. Ya şimdiden kaslarınızı güçlendirin ya da taşıyabileceğiniz bir eş seçin kendinize. Demedi demeyin...




Hıristiyanlığın yaygınlaşmasından önce burada bir pagan tapınağı varmış. Ancak 745 yılında yerine Meryem'in Doğuşu'na adanan bir kilise yapılmış. Kilise 1465 yılında geliştirilmiş. Kilisenin 52 metre yükseliğindeki çan kulesi dikkat çekici. Aynı zamanda bir gözetleme kulesi. Manzara doyumsuz. Kilise 17.yüzyılın ortalarında da günümüzdeki halini almış.


Adacığın çevresini yürüyoruz. Bir an gölün dibindeki batık çanın sesini duyduğumu sanıyorum, ama değil. Adadaki kilisenin çanı çalıyor. 

Perileri göremeden adadan ayrılıyoruz.



Yorum Gönder

0 Yorumlar
* Please Don't Spam Here. All the Comments are Reviewed by Admin.

Top Post Ad

Below Post Ad

Subscribe Us