Selanik'in simgesi olmuş bir yapı. Etrafını saran surlar 20.yüzyılın başında yıkılarak alan genişletilmiş. Belli dönemlerde tutuklanan siyasiler cezalarını burada çekmişler. Bu geçmişini silmek istercesine beyaza boyanmış kule. Bu nedenle günümüzde Beyaz Kule olarak adlandırılmış.
Kapısından içeri girince iki görevli karşıladı bizi. Kişi başı 4 Euro ödeyerek girdik. Üçüncü bir görevli bilgilendirme cihazı isteyip istemediğimizi sordu. Kimliğimiz karşılığında birer tane ödünç aldık. Cihazda Türkçe dil seçeneği de vardı.
Kulenin merdivenlerini çıkmaya başladık.
Beş katı olan kulenin her katında kentin ayrı bir dönemini anlatan eserler ve bilgilendirmeler var. Numaralar yardımıyla bilgilendirme cihazından Selanik'in geçmişini dinleyebildik.
Selanik'in 1917 yılında yaşadığı büyük yangın felaketini anlatan bilgilendirme.
Kulede sergilenen bazı eserler..
Kulede tutuklu bulunan siyasiler, bu manzaraya bakıp neler düşünmüş, neler planlamışlardır acaba?
Sonunda kulenin terasına ulaşabildik. Manzara görülmeye değer..
Büyük İskender Parkı'na doğru bir bakış..
Bu da Xanthi Parkı'na doğru bir bakış. Biraz ileride Döner Kule de görünüyor..
Bu caddenin biraz ilerisinde Pindos 1940 Kadın Anıtı var. Kadınların öyküsünü okumak için tıklayın..
Burası da, bizden herkesin İzmir'e benzettiği Selanik'in kordonu..
Kule bizi yordu. Gölgesinde dinlenmek iyi geldi..
Biraz acıktık.. Ne yesek acaba?.. Burada da seyyar satıcılar var. Güvensek mi?..
