Günün yarısını Bilim ve Teknoloji Merkezi'nde geçirdikten sonra, hemen yanındaki binada yer alan GUHEM'in kapısından içeri girdik. Peki GUHEM'de, yani Gökmen Uzay ve Havacılık Eğitim Merkezi'ne girince neler gördük?
Galata Kulesi'nden kanatlanan Hezarfen Çelebi'yi gördük... Gerçek bir yolcu uçağına bindik... Asansörle uzaya çıktık...
Uçaklar, helikopterler ve sıcak hava balonları hakkında pek çok bilgi ve maket vardı. Hatta bir planörle dağların üzerinde bile uçtuk.
Galata Kulesi'ne çıktık, Hezarfen Ahmet Çelebi'yi havada gördük...
Bir AIRBUS A-320'nin kokpitinde kaptana eşlik ettik.
Uzaya çıkmadan önce hazırlandık. Bilimsel çalışmalar ve numuneler toplayabilmek için elektronik kol kullanmayı öğrendik...
Minicik dünyaları gözledik.
Bir rokete bindik ve uzaya çıktık.
Burası çok geniş bir salon. Hem gezegenlerin özellikleri hakkında bilgiler, hem de ekranlarda uygulamalar vardı.
Güneş'i ellemeyelim lütfen, sıcaktır...
İnsanoğlunun uzay ile ilgili çalışmalarının tarihi gelişimi bu panoda. Adım adım okuduk.
Biz Türklerin uzay ile ilgili çalışmaları hakkında da bilgiler okuduk.
Size gördüklerimizi ve öğrendiklerimizi uzun uzun anlatmak isterdik, ama anlatmayalım. Çünkü burada duyduğumuz heyecanı tam olarak anlatamayız. Eğer havacılığa ve uzaya meraklıysanız, burası tam size göre.
"Yok, ben pek meraklı değilim" derseniz. Buraya gelin ve gökyüzünü keşfedin. Tekrar gelmek isteyeceksiniz.
