Yalova Sahili’nde yürürken Hayrettin Karaca’nın toprak sevgisinden deprem gerçeğine uzanan bu yolculuğa çıktık. 17 Ağustos 1999 Deprem Anıtı, acı anılarla dolu ancak deprem gerçeğini unutmadan sonraki depreme hazırlanmamız gerektiğini bize anlatıyor.
Yalova Sahili'nde güneşli bir havada, çocuklar parklarda oynuyor, büyükler de oturdukları yerden onları izliyordu. Biz de bir çay bahçesinde kahvelerimizi yudumladıktan sonra sahil boyunca yürüdük. Biraz ileride Hayrettin Karaca'nın heykeli ile karşılaştık.
Hayrettin Karaca
1922 yılında Bandırma'da doğan Hayrettin Karaca, kurduğu TEMA Vakfı ile erozyona karşı mücadelesiyle tanındı. Toprak Dede olarak anılan Hayrettin Karaca'nın Yalova - Termal Yolu üzerinde 1980 yılında kurduğu Karaca Arboretumu, Türkiye'nin ilk özel arboretumu.
Ömrünü toprağın ve doğal varlıkların korunmasına adayan Hayrettin Karaca'nın heykeliyle karşılaşmak çok anlamlıydı. Erozyon gerçeğini bilerek toprağa sahip çıkmamız gerektiğini anlatan Hayrettin Karaca'nın sözlerini hatırladıktan sonra yolumuza devam ettik.
Toprağın derinliklerinde, yaşamlarımızı çok fazla etkileyebilen başka bir olayın izini sürmek için gelmiştik Yalova Sahili'ne.
Anıtlar bize unutmamamız gereken kişileri veya olayları anımsatmak için vardır. Üzerinden uzun yıllar geçse de o kişiyi veya olay gelecek kuşaklara aktarılır.
On binlerce insanımızın yaşamına mal olan acı bir olay, topraklarımıza önem vermemiz gerektiği gibi, üzerine yaptığımız binalarımıza da önem vermemiz gerektiğini bize hatırlatmıştı.
17 Ağustos 1999 Depremi
Herkes uykusundayken, saat 03.02'de bütün Marmara Bölgesi'ni etkileyen büyük bir deprem olmuştu. İçinde barındığımız binalarımız yıkılmış, altında kalmıştık.
Deprem kuşağında olmamıza ve ekonomik değerlerimizin çoğunun bu bölgede olmasına karşın, dayanıklı binalar inşa edemediğimiz için bugün bu anıt var.
Anıt, mermer bloklardan oluşuyor. Blokların arasında bir koridordan geçerken sanki enkaz halindeki binaların arasından geçiyorduk. Güneşli hava birden karardı gibi... İster istemez adımlarımız yavaşladı, durduk. Mermer bloklar üzerinde isimler yazılıydı. Artık aramızda olmayanların isimleri.
Koridorda iki küçük salonda o günlerdeki arama ve kurtarma çalışmalarından görüntüler gösteriliyor ve fotoğraflar sergileniyordu.
Anıtlar anımsamak için, unutmamak için...
Bir daha yaşanmaması için...
Unutmamalı...
Deprem yine olacak...
Bugünden gerekli önlemleri almak ve hazırlıklı olmak için...
Unutmamalı...
Gerçi...
Üzerinden yıllar yıllar geçti. Ya yeterince anmadık ya da yeterince anlamadık. 2023 yılında Kahramanmaraş Depremi'ni yaşadık ve bir kez daha öldük.
%20(1).png)



