Tuna üzerindeki her köprü sadece karşı kıyıya ulaşımı değil, farklı dönemlerin tarihine de uzanıyor. Savaşta bombalanmış, yıkılan parçaları Tuna'nın sularından kurtarılıp yeniden doğmuş köprüler bunlar.
Budapeşte adım adım gezilecek bir şehir. Kent içinde ulaşım çok kolay; yürüyerek pek çok önemli noktaya ulaşmak mümkün. Elbette toplu taşımadan da yararlandık.
Budapeşte'nin içinden Tuna Irmağı geçiyor. Batısı Buda, doğusu Peşte.
Buda ile Peşte'yi birbirine bağlayan yedi adet köprü var. Bunları tarihi önemlerine göre sırayla anlatalım.
Zincir Köprüsü (Széchenyi Lánchíd) - 1849
1849 yılında yapılmış. István Széchenyi’nin adını taşıyor. (Seçenyi okunuyor)
Peki kimdir István Széchenyi?
2007 yılında yapılan bir ankette Macar tarihindeki önemli devlet adamları sorulur. Macar halkı onu birinci seçer.
1791 - 1860 yılları arasında yaşamış Macar siyasetçi ve yazardır. 1803-1815 yılları arasında Napolyon savaşlarına katılmış ve tarihe geçen hizmetlerde bulunmuş. Ardından siyasete atılmış. Gelişen dünyada Macarların geri kalmaması için çalışmış. Buharlı gemilerle Tuna’da ticaret yapılmasına ön ayak olmuş, bu sayede kalkınmayı teşvik etmiş.
O dönem iki ayrı kent olan Buda ve Peşte’yi birbirine bağlayacak köprünün yapılmasını önermiş. Bölgenin siyasi, ekonomik ve kültürel bir merkez olması için katkı sağlayacağını anlatmış. Dediği gibi de olmuş. Köprünün yapımı tamamlandığında iki kentin birleşmesinin önü açılmış.
1848 Macar devriminden sonra Széchenyi'nin sağlığı bozulmuş, siyaseti bırakmış. Karısının desteğiyle kitaplar yazmış. 1860 yılında ölmüş.
1880 yılında Budapeşte’de bir heykeli açılmış.
1898 yılında ise, yapımına çok önem verdiği köprüye adı verilir.
İlginç bir not; oğlu Ödön Szechenyi bir Osmanlı Paşası olmuş ve Devlet İtfaiye Teşkilatı’ndan sorumlu olarak görev yapmış.
Günümüzde 5000 Macar Forinti’nin üzerinde Szechenyi’nin portresi vardır.
Köprünün her iki yakasında ikişer aslan heykeli dikkat çekici. Köprü açıldıktan üç yıl sonra 1852 yılında heykeltraş Janos Marschalko’nun eserleri yerlerine konmuş.
Köprü, yapımından tam 100 yıl sonra, 2.Dünya Savaşı sonrasında yeniden açılmış.” Çünkü Almanlar geri çekilen köprüyü havaya uçurmuşlar. Neyse ki köprünün kuleleri zarar görmemiş ve köprü 1949 yılında aslında uygun şekilde yeniden açılmış.
Güzel köprü. Üzerinde yayalar da geçebiliyor.
Margit Köprüsü (Margit híd) - 1876
Fotoğraf Kaynağı, wikipediaGül Baba Türbesi'nden dönerken yürüyerek Margit Köprüsü'nden geçtik ve Margit Adası'na ulaştık. Yani anlayacağınız bu köprü de yayalara açık.
Hem Buda ve Peşte’yi birbirine bağlayan hem de Margit Adası’na ulaşımı sağlayan üçlü bir köprüdür. 1872-1876 yılları arasında inşa edilmiş. Zincir Köprü’den sonra Budapeşte’nin ikinci kalıcı köprüsüdür.
607 metre uzunluğunda. Düz şekilde karşıya geçmiyor, adaya ulaştığı yerde 165 derecelik bir açıyla kırılıyor. Neden böyle planlanmış? Aslında ilk tasarım doğrudan karşıya geçen bir köprü olarak tasarlanmış, ancak son anda adaya da bir yol verelim denmiş. Uzun zaman bütçe ayıramamışlar, 20 yıl sonra tamamlanmış.
2.Dünya Savaşı’nda Budapeşte’ye ulaşan Sovyet ordusu, tüm köprüleri havaya uçurmak için hazırlık yaparken, Margit Köprüsü üzerinden geçen bir tramvaydan çıkan kıvılcım patlayıcıları erken ateşlemiş. 4 Kasım 1944 günü pek çok insan can vermiş. Aralarında olimpiyat şampiyonu bir eskrimci de varmış, Endre Kabos.
Köprünün orijinal çelik malzemesi Tuna Irmağı'ndan çıkarılarak yeniden kullanılmış.
2000’li yıllarda köprünün durumu kötüymüş. 2011 yılında orjinal görünümünü korumaya çalışarak yenilemişler. Bu yenileme sırasında insan iskeletleri bulmuşlar. Çoğu 1944’ten sonra kısa süre Macaristan’ı yöneten Ok Haç Partisi’nin kurbanlarıdır. Onların anısına “Tuna Kıyısında Ayakkabılar” anıtı yapılmış.
Savaşın ilerleyen dönemlerinde Sovyet ordusu Budapeşte’deki diğer köprüleri de havaya uçurmuş.
Özgürlük Köprüsü (Szabadság híd) - 1896
Gellert Tepesi’ne giderken yürüdüğümüz köprü. Bu fotoğrafı da zaten tepeye çıkarken çektik. Tepe harika bir manzara sunuyordu.
Köprü, ilk olarak Ferenc József Köprüsü olarak adlandırılmış. Ferenc József (Franz Joseph), 1848-1916 yılları arasında hüküm sürmüş olan Avusturya-Macaristan imparatoru. Köprü açıldığında imparator da oradaydı.
Köprünün adı değiştirilmiş olsa da, İmparator Ferenc József unutulmamış. Budapeşte'nin pek çok noktasına yerleştirdiği minik heykelleri ile tanınan Mihály Kolodko adlı heykeltraş, Özgürlük Köprüsü'ne imparatorun bir heykelini yerleştirmiş. Kolodko'nun minik heykellerini Budapeşte sokaklarında aramak ve bulmak ayrı bir keyif. "Budapeşte'nin Minik Heykelleri" başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.
Özgürlük Köprüsü de diğerleri gibi 2.Dünya Savaşı’nda ağır hasar görmüş, savaşında ardından yeniden inşa edilmiş. Hatta savaştan sonra yeniden inşa edilen ilk köprü.
Köprünün dört adet direği var ve her birinin üzerinde eski Macar mitolojisinde öne çıkan şahin benzeri bir kuş olan Turul'un büyük bronz heykellerine yer verilmiş.
Erzsébet Köprüsü (Erzsébet híd) - 1903
Köprünün yapımı 1897 yılında başlamış. 1898 yılında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun çok sevilen imparatoriçesi Bavyeralı Elizabeth suikasta uğramış. Yapımı 1903 yılında tamamlanan köprüye onun adı verilmiş. Köprünün Buda ayağında güzel bir heykeli var.
2.Dünya Savaşı’nda geri çekilen Alman birlikleri diğer köprüler gibi bu köprüyü de havaya uçurmuş. 1961-1964 yılları arasında yeniden yapılan köprü, bu kez çok daha basit bir şekilde, süslemeleri olmadan inşa edilmiş.
Budapeşte’de yıkılan diğer köprüler aslına uygun şekilde yeniden yapılırken Erszebet Köprüsü’nde bu yapılmamış.
Budapeşte'de bu köprülerden başka üç köprü daha var. Biz gidip göremedik ama bilgi olarak paylaşmakta yarar olabilir.
Biri Margit Adası'nın kuzey ucunda iki tarafı birbirine bağlayan Árpád Köprüsü. 1956 yılında inşa edilmiş. Bir diğeri Özgürlük Köprüsü'nün güneyinde Petőfi Köprüsü. 1937 yılında inşa edilmiş. Onun da güneyinde bir de Rákóczi Köprüsü var. O daha yakın tarihli, 1995 yılında inşa edilmiş.
Bu köprüler hem Széchenyi'yi tanımamız açısında hem de Macaristan tarihinden kısa bilgilendirmeler açısından yararlı oldu.