Budapeşte Havaalanı'ndan şehir merkezine 100E otobüsüyle ulaşmak, toplu taşıma ağıyla her yere kolayca gitmek ve bir daire kiralamak… Altı gün boyunca Budapeşte’deki ulaşım ve konaklama deneyimlerimizi kısaca yazdık. Düşündüğünüzden çok daha kolay!
2024 yılında önce Kütahya'da Macar Evi veya Kossuth Müzesi olarak bilinen evi gezmiştik. Lajos Kossuth 1849-1851 yıllarında burada kalmıştı.
Ardından Tekirdağ'da bir başka Macar misafirimiz olan Rakoczi'nin kaldığı ev olan "Rakozci Müzesi"ni gezmiştik. Macaristan tarihine ve kültürüne zaten bir süredir ilgi duyuyorduk. Bu iki müzeyi gezince tarihinden içeri adım atmış olduk.
2025 yılı için bir Budapeşte Çekirdek Gezisi hazırladık. Temmuz ayında yollara düştük, ver elini Budapeşte!
Sabiha Gökçen Havaalanı'ndan bir saat kırk dakika süren bir yolculuktan sonra Budapeşte Liszt Ferenc Havaalanı'na indik.
Budapeşte Şehir Merkezi'ne 100E ile Ulaşım
Havaalanının önünde 100E numaralı otobüsler on dakikada bir kalkıyordu zaten. Tek yapmamız gereken şu otomatlardan tek kullanımlık bilet almaktır. Onu da çok zorlanmadan aldık. Biraz İngilizce ya da Almanca bilmek işinizi kolaylaştırıyor elbette. Havaalanı durağında görevliler biletlerimizi tek tek kontrol ettikten sonra otobüse bindik.
Bu videoda bileti nasıl alabileceğimiz güzel anlatılmış. Biz yararlandık. Siz de buyrun!
100E bizi şehir merkezine yaklaşık 40 dakikada getirdi. Şehir merkezine yakın üç durakta durdu: Kálvin tér, Astoria ve Deák Ferenc tér.
Döviz Bürosu
Biz Astoria durağında inebilirdik ama döviz bozdurmak istediğimiz için Deák Ferenc tér durağında indik. Durağa çok yakın, yaklaşık 20-30 metre uzaklıkta köşeyi dönünce bir döviz bürosu bulduk, paramızı bozdurduk. Euro verdik, Macar forinti aldık. Başka yerler de var elbette.
Rakoczi Caddesi üzerindeki dairemize kadar 15-20 dakika yürüdük. Ara sokaklardan etrafımıza baka baka yürüdük. Haritalar uygulaması sağ olsun, kırk yıllık Budapeşteliymişiz gibi, kimseye sormadan adresi elimizle koymuş gibi bulduk.
Kiraladığımız Daire: R&R Rakozci
Daireyi booking.com sitesinden kiraladık. Gelmeden bir iki gün önce daireye girebilmemiz için gereken bilgileri iletişim kurduğumuz bir arkadaş bize göndermişti. Apartman girişinde bir şifre var. Girdik. Eski ama güzel bir asansörle üst kata çıktık. Arada teklese de genelde sorun çıkarmadı. Saygımızdan asansöre "Dedeciğim," diye hitap ettik, "bizi ikinci kata çıkarır mısın?"
Tam bilgiye ulaşamadık ama bina muhtemelen 1890’lı yıllarda inşa edilmiş. Binanın ortasında küçük bir avlu var. Belli ki asansör sonradan eklenmiş.
Birinin bize dairenin anahtarını teslim etmesini bekliyorduk ama öyle olmadı. Kapıda bir kutu vardı ve anahtarımız içindeydi. Kutuyu şifresiyle açtık ve içeri girdik. Hepsi bu!
Daire kusursuzdu. İhtiyaç olabilecek her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü. Kapının arkasında üç tane şemsiye vardı. Banyoda üç tane ambalajında diş fırçası bizi bekliyordu. Wi-Fi şifresi masanın üzerindeki dosyada yazılıydı. Mini bir çamaşır makinesi, mini bir bulaşık makinesi ve mini bir buzdolabı... Kısacası hiçbir eksiği yoktu.
Daire tutarken amacımız alışveriş yapıp bazı öğünleri evde daha uygun fiyata getirmekti. Hemen alışverişe indik. Zaten yazın ortasındaydık. Domates, peynir, ekmek vb. yesek yeterliydi. Evde fırın da vardı, mikrodalga da... Neyse, gezmeye geldik buraya, bunlara gerek yok... Bazı öğünleri dışarıda yiyecektik, Budapeşte lezzetlerini tatmadan dönmek olmaz.
Evden ayrılırken nasıl ayrıldık dersiniz? Görevli arkadaşla yazıştık, nasıl yapacağız diye. "Anahtarı aldığınız yere bırakın, yeterli," dedi. Şaşırdık. Elbette daireyi aldığımız gibi bıraktık. Elektrikli süpürge vardı, süpürdük, ortalığı topladık, çöplerimizi attık. "Allah razı olsun!" dedik ve ayrıldık.
Budapeşte'de Toplu Taşıma
Budapeşte'yi adım adım gezdik. 6 gün boyunca toplam 130 bin adım atmışız. Bizim için müthiş sayı. Elbette toplu taşıma da kullandık.
Google Haritalar uygulaması pek çok yerde olduğu gibi burada da çok işimize yaradı.
Bir örnekle açıklamaya çalışalım:
Sabah erkenden Doğa Tarihi Müzesi'ne gittik ve keyifle gezdik. Buradan Gül Baba Türbesi'ne gittik. Nasıl gidebileceğimizi uygulama bize farklı seçeneklerle gösterdi.
Doğa Tarihi Müzesi'ne Nagyvárad tér M durağına 7 dakika yürü, burada 23 numaralı sarı tramvaya bin, Jászai Mari tér durağında in, Margit Köprüsü'nden karşıya yürüyerek geç, 18 dakika sonra Gül Baba Türbesi'ndesin dedi.
Elbette farklı seçenekler de sunuyor. Ama nostaljik bir tramvay ile Tuna boyunca yolculuk etmek çok cazip değil mi sizce de?
BudapestGO uygulamasını da kullanabilirsiniz.
Budapeşte'ye gitmeden önce gezi yollarımızı belirlerken nereden hangi otobüse, tramvaya veya troleybüse bineceğimizi belirlemiştik. Elbette evdeki hesap her zaman çarşıya uymadı ve plan değiştirmek zorunda kaldık. Olduğumuz yerden istediğimiz yere gidebilmek için bazen aktarma yapmak gerekti. Ama BudapestGO uygulaması ama Haritalar uygulaması bize nerede ineceğimizi söyledi. BudapestGo toplu taşımanın kaç dakika sonra geleceğini de söylerken aktarma yapacağımız durağı da söylüyor. Zaten araçların içinde ekranlarda yaklaştığımız durağın adına başka o duraktan hangi numaralı toplu taşımaların geçtiği bilgisi de veriliyordu. Yani toplu taşımada yönünüzü bulmak hiç de zor değil. Kırk yıllık Budapeşteli gibi gezdik koca kenti.
Şehrin hemen her köşesine metro ile ulaşım mümkün. Metro dışında tramvay hatları da az değil. İlk tramvaylar 1890'lı yıllarda başlamış. Günümüzde modern tramvaylar olmasına karşın hala eski tramvaylar da kullanılıyor. Bunlar şehrin dokusuna renk katmaya devam ediyor.
Elbette otobüs ve troleybüsler de yaygın olarak kullanılıyor. Her hattın numarası ve her ulaşım aracının rengi var. Örnek otobüsler mavi ve siyah, tramvaylar sarı, troleybüsler kırmızı.
Tüm bu ulaşım araçları ile bir yerdeyken istediğiniz yere gitmek kolaylaşıyor. Bunun için "BudapestGo" uygulaması yol gösterici. "Google Maps" yani Haritalar uygulaması da çok kullanışlı ve biz çok kullandık.
Temmuz ayının ilk haftası Budapeşte'de hava sıcaklığı 32-33 derecelerdeydi. Hatta bir gün 37 derece sıcaklığı gördük. Durum böyle olunca yaptığımız gezi planlarında değişiklikler yapmak zorunda kaldık. Sıcak saatlerde gezimize ara verip "Hadi eve gidelim!" dedik. Eee, eve nasıl gideceğiz.
Her durakta, o duraktan geçen toplu taşıma araçlarının numaralarını gösteren bir bilgilendirme levhası var. Aynı bilgilendirmeleri otobüs içinde (veya hangi toplu taşımadaysanız) de görebiliyorsunuz.
Biz 72 saat geçerli sınırsız kullanım hakkı veren bilet aldık. Deák Ferenc tér metro girişindeki otomattan aldık. 24 saatlik veya 120 saatlik seçenekler de var. Tek kullanımlık veya on kullanımlık seçenekler de. 72 saatlik kart için 22.000 HUF ödedik.
Bunlardan başka seçenekler de var. BudapestGO sayfasında inceleyebilirsiniz.
Toplu taşıma araçlarına binerken "Ön kapıdan binilir, arka kapıdan inilir" gibi bir kural yok. Bütün kapılar açılıyor, inecekler indikten sonra isteyen istediği kapıdan biniyor. Bazı biletlerin okutulması gerekiyor. Bunun dışında biletini okuttun, aa yanımda para yok fazla bileti olan var mı benzeri konuşmalar yok.
Biletlerimiz cüzdanlarımızda toplu taşımalara bindik ve indik. Ama kontrolörler var. Sizden biletinizi göstermenizi isteyebilir. Budapeşte gezimiz boyunca sadece bir kez karşılaştık. Biletin üzerinde geçerli olduğu tarih ve saat bilgisi yazılı.
Sonuç
Budapeşte'de çok keyifli ve bol gezmeli altı gün geçirdik. Bütün gezi notlarımızı buradan okuyabilirsiniz. İşinize yarayacak bilgiler olabilir. Her şeyiyle çok rahat bir gezi oldu. Budapeşte'ye bir daha gelir miyiz? Neden olmasın, öyle sevdik.