Bazı geceler Volendam'da göl kenarında genç bir kızın hayaleti belli belirsiz görünürmüş. Korkutucu değil, sanki birini bekler gibi görünürmüş...
Güzeller güzeli Grietje'nin hayaleti. Kendini gölün serin sularına bıraktığı yerde, bembeyaz kıyafetler içinde.
Sevgilisi Jan ile nişanlanmışlardı. Jan, kasabanın en zengin ve en güçlü adamın oğluydu. Evlilik hazırlıkları yapıyorlardı. Ancak Grietje, Jan'ın başka bir kızla kaçtığını öğrendi. Zavallı Grietje bu üzüntüye dayanmadı ve kendini IJsselmeer Gölü'nün serin sularına bıraktı.
Cansız bedeni asla bulunamadı. Bazıları Grietje'nin hala Jan'ı beklediğine inanır.
Amsterdam'a 20 km mesafede bir balıkçı kasabasındayız. Yağmur yüklü bulutların üzerimizden akın akın geçtiği bir ağustos gününde bu güzel kasabayı gezmeye çalışıyoruz. Sağanak yağmur ne kadar izin verirse.
Hollanda mimarisine özgü, çoğu iki katlı rengarenk evlerin arasında Volendam'i keşfetmeye çalışıyoruz.
Bu balıkçı kasabasında elbette deniz ürünleri bolca var. Her sabah limanda taze balıkların satıldığı yerler var.
Ama sağanak yağmur fırsat vermiyor bize. Bulutun biri yağmurunu boşaltıyor üstümüze, tamam geçti diyoruz, ardından bir diğeri geliyor.
Sağanak bastırınca bir dükkana sığınıyoruz. Burnumuza güzel kokular gelince, hadi oturalım diyoruz. Gelmişken deniz ürünlerinin tadına bakmadan gitmek olmaz.
Tadına bakalım diye oturduğumuz yerde, şundan bir daha isteyelim, şunu da deneyelim diye oturdukça oturuyoruz. Temiz ve güler yüzlü bir mekandayız.
Yağmur dinmiş. Biraz daha gezelim diye çıkıyoruz. Hediyelik eşya dükkanlarında Hollanda'ya özgü eşyalar var. Bir çift klampen mi baksak acaba?