İpekböcekleri yumuşak ve parlak bir lif üretir. Bu lifle kendilerine koza örerler. Biz insanlarsa bu liften iplik yapar, sağlam ve boyandığında göz alıcı kumaşlar dokuruz.
Bursa'da eski bir ipek fabrikasının bahçesindeydik. Geniş bir arazideki fabrika binası yenilenmiş ve özel bir müzeye ev sahibi olması sağlanmış.
Müzeye girmeden önce müzenin uygulamasını indirdik telefonumuza. Sesli Rehber Uygulamasıyla her serginin önünde ilgili numarayı yazarak bilgi aldık. Uygulamanın linki burada.
Müzede hemen her dönem kullanılmış tekerlekli araçlar sergileniyor. Kurtuluş Savaşımızın önemli araçlarından kağnı da bu müzede sergilenen araçlar arasında. At arabaları için gereken Semerci, Nalbant, Saraçevi gibi üretim atölyeleri de sergileniyor. Bu atölyeleri artık görme imkanımız yok, müzeler dışında...
At arabası derken bir tane at arabası yok ki... Kullanım alanlarına göre çeşitleri de sergileniyor.
Müzede en sevdiğimiz sergi bu oldu.
Farklı dönemlerde kullanılmış pek çok tekerleğin sergilendiği bu köşenin karşısında oturup uzun uzun izledik.
Müze TOFAŞ'ın olduğu için, ürettiği araçları da müzede sergilemişler. Bu aşağıdaki arkadaş Voltran'a dönüşmüş.
(Not : Voltran, 1980'li yıllarda televizyonda izlediğimiz bir çizgi filmdi.)
Bu aracı, TOFAŞ çalışanları imzalamış. Yakın tarihli araçlar da müzede sergilenirken onları üreten işçilerin de imzaları müzede bu şekilde yer almış.
MÖ 6.yüzyıla tarihlenen Üçpınar Tümülüs ve at arabası orjinaline uygun şekilde müzede sergileniyor.
Türk Seramik Derneği'nin 20 Ekim - 21 Kasım 2022 tarihleri arasında düzenlenen "Uluslararası Seramik Bienali"nde Hacettepe Üniversitesi'nin "Macsabal Heykelleri Koleksiyonu"nu da görme şansımız oldu.
Müze bahçesi içinde bir de tarihi hamam var. 1430 yılında Umur Bey'in yaptığı bir hamam; Umur Bey Hamamı... Burası da TOFAŞ Sanat Galerisi adıyla konuklarını ağırlıyor.
"Kantarın Topuzu: Teraziler, Ağırlıklar, Ölçü Aletleri" adlı sergi görülmeye değer. Neredeyse tarih boyunca kullanılmış ölçü aletlerini bir arada görme fırsatı bulduk.
Müzenin güzel düzenlenmiş yemyeşil bir bahçesi var. Biraz dinlenmek için Fayton Kafe'ye giderken bize Anıt Ağaçlar eşlik etti.
Alanın en değerli parçası bizce 400 yıllık çınar ağacıdır.
Bir de girişteki bu karadut ağacı var.