İnce ince yağmur damlaları yüzümüzü dövüyordu. Amsterdam'da Dam Meydanı çevresindeki cadde ve sokaklarda gezmeye çalışıyorduk. Madame Tussaund Müzesi'ni gezdik, muhteşemdi. Çıktık, hala yağmur yağıyordu.
Üstümüze üstümüze gelen insanlardan uzaklaşmaya, daha sakin sokaklarda yürümeye başladık. Rastgele, nereye gittiğimizi bilmeden.
Haritalar uygulamasına göz attık, yakında bir yeşil alan varmış, "hadi oraya gidelim, biraz dinlenelim" diye adımlarımızı hızlandırdık.
Wertheimpark'a girdiğimiz anda başka bir dünyaya ışınlanmış gibi hissettik. Kentin kalabalığı yok oldu, birden sessiz sakin bir köye adım atmışız gibi.
Bir banka oturduk. Yağmur dindi. Önümüzde Amsterdam'daki pek çok kanaldan biri vardı. Arada sırada meraklı gözlerle etrafa bakan yolcuları olan tekneler geçiyordu. Bir kaç metre yanımızdaki bankta yaşlı bir çift oturuyordu. Onların yanında bir adam, belki oğlu olan bir çocukla parkta bizim gibi zaman geçiriyordu. Ve kuşlar önümüzdeki küçük alanı doldurmuştu. Çeşit çeşit kuşlar.
Birden kuşlar hareketlendi. Yaşlı çifte doğru yürüyenler de vardı, uçarak onların yanına konanlar da. Yaşlı adam çantasından bir kutu çıkarmıştı ve sanırım bu kutunun içindekileri kuşlar biliyordu.
Kanaldan bir kuğu çıktı. Boyu bir metre kadar vardı. Ağır adımlarla yaşlı adama doğru yürüdü. Adamın uzattığı kutudaki kraker benzeri yiyecekleri kutudan yedi. Döktüklerini de diğer kuşlar. İlgiyle izliyorduk.
Kuğu karnını doyurmuş olacak ki yavaş yavaş uzaklaştı. Suya girmedi. Kanal kenarına oturdu.
Yaşlı adam, bizim onları ilgiyle izlediğimizi fark etmiş olacak ki, elinde bir poşetle yaklaştı ve Ela'ya uzattı. Poşette kuşlara verdiği yiyeceklerden vardı. "Kuşlara verebilirsin" dedi. Ela çok sevindi. O da, atıştırırız diye aldığımız küçük bir paket çikolatayı yaşlı adama uzattı. Gülümseyerek aldı, açtı ve eşiyle yediler.
Bu arada kuğu ve çocuk yan yana, iki arkadaşmış gibi omuz omuza çimlerin üzerinde oturuyorlardı. Çok güzel bir dostluktu. Ela da yanlarına gitmek istedi, ama yaşlı adam engel oldu. "Kuğu ürker, kaçar" dedi. Dostluklarını bozmadı.
Amsterdam'da bir parkta, bir çocuk ile bir kuğu,
bütün dünyada kocaman kocaman adamların yapamadığını yapıyordu...
Omuz omuza oturuyorlardı...